Annelik Heyacınını Tadamayan Kadınların Yöntemi:Tüp Bebek

10 Ağustos 2021 - 16:20

Sevgili Tüp Bebek Uzmanı Operatör Doktor Bilgi Gökcan Hocam, söyleşi teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Sağlık Haber Ajansı olarak özellikle sağlık alanında alternatif uygulamaların yaygınlaşmasını önemsiyoruz. Sağlık alanında özellikle tüp bebekte yeni yaklaşımların ve yöntemlerin geliştirilmesi konusundaki başarılı çalışmalarınızı takdirle izlemekteyiz. Sizin ve ekibinizin Türkiye genelinde öncüsü olduğu çalışmaları daha yakından öğrenmek istedik.

ÖZEL HABER:İPEK KIRCA
1)Tüp bebek tedavisine gelen çiftlerde ilk olarak neler gözlemliyorsunuz?
Tüp bebek tedavisine yeni başlarken çiftler ciddi sıkıntılı geliyorlar. Özellikle ilk randevularında çok heyecanlılar. Ne olacak psikolojisindeler.
Sigara içmeyecekler, alkol kullanmayacaklar ve psikolojilerini bozmayacaklar.
Bir kısım hasta da hiçbir problem saptayamıyoruz. Erkekte spermler iyi, kadında yumurta kaliteli, ancak uzun yıllardır gebelik olmuyor. Tedavi sürecindeki hastaların yüzde 15 açıklanmayan infertilite hastaları. Bu da ayrı bir stres oluyor. Keşke ne olduğu bilinse de, tedavisi yapılsa diye ayrı bir strese giriyorlar.
Çiftlerin bir tanesi, ‘problem bende’ diye ayrı bir suçluluk duygusuyla geliyor. Koltukta oturuşu bile kendisinde sorunu olmayanın daha farklı oluyor. Problem olanın yüzü daha asık, daha sıkıntılı… Problemi kendisine projekteedip,kendisini suçlayan, gittikçe daralana, sıkışan bir ruh hali içine giriyor. Biz dilimiz döndüğünce ‘Problem sadece sende diyemeyiz. Eşinizde de buna etken birtakım faktörler var’ diyoruz. Bu oran çok yüksek. Çiftlerin neredeyse yarısında ikisinde de problem var. Bu işin bir kombine problemden kaynaklanabileceğini, dilimiz döndüğünce söyleyip, eşi rahatlatmaya çalışıyoruz. 
 
2)Tedavi başladıktan sonra nasıl sıkıntılarla karşılıyorsunuz?
Eşlerin birbirini sıkı denetlediğini görüyoruz. Erkek, kadın sigara içiyorsa onu bize şikâyet ediyor. Ya da tam tersi, kadın kocasının alkol aldığını belirtiyor. Biz de tavsiyelerimizi söylüyoruz, ortamı yumuşatmaya çalışıyoruz. Alkolün kesinlikle bırakılması, sigaranın da bütün sistemlere zararlı olduğu için mümkünse bırakılması gerektiğini söylüyoruz. Yumurta ve spermler olduğuna göre, önünde sonunda gebelik sağlayacağız, bir defa, iki defa, üç defa gibi bir sınırlaması olmadığını söylüyoruz. Son şansımız, diyerek geliyorlar. Halbuki öyle değil.

3)Ekibinizin başarılarını artırmak için hangi faktörleri önde tutuyorsunuz?
Hastanın öncelikle doktoruna güvenmesi lazım. Doktorun da işini iyi bilen, hastaya göre tedavi seçen bir yöntem izlemesi lazım. Bu tedavinin  ezbere, standart bir reçetesi yok. Terzi usulü tedavi izliyoruz. Hastaya uygun, yaşını, özellikliklerini, daha önce gördüğü tedavileri, başka bazı problemlerini değerlendirip uygun tedaviyi seçiyoruz.

4)Tüp Bebek Tedavisinde karşılaşılabilecek riskler nelerdir?
Tüp bebek uygulamasındaki belli başlı en büyük risk çoğul gebeliktir. Çoğul gebelik, gebeliğin devamı yönünden bir takım problemleri beraberinde getirmektedir erken doğum ve düşük riski gibi. Bunun yanında OHSS problemine sebep olabilmektedir. Yumurtalıkların aşırı uyarılması yüzde beş hastada bu probleme sebep olur. İleri derecede büyüyen yumurtalıklar ve damar içindeki geçirgenliklerin artması sebebiyle damar dışına ve vücut boşluklarına sıvı birikmesi olmaktadır. Buda hastanın hemodinamisini olumsuz etkileyerek derecesine göre bir takım sıkıntılara sebep olmaktadır. Bunların yanı sıra infertil hastalarda başka sıkıntılarda olabilir. İleri yaşlardan kaynaklanan problemler, irade olabilir yada gebe kalmasına engel olabilir. Yine minör anamönörler de risk doğal gebeliklere göre biraz artmaktadır. Erkek faktörü sebebiyle uğraştığımız hastalarda erkek çocuğa genetik geçiş gibi riskler olabiliyor.
 
5)Tüp Bebek Tedavisinde başarıyı olumsuz etkileyen faktörler nelerdir?
Tüp bebek tedavisinde kadının yaşı en büyük faktördür. Kadının yaşı ilerledikçe şans azalmaktır. Otuz yedi yaş kadın üremesi için çok önemli bir yaştır. Otuz yedi yaşına kadar çok hafif azalan gebe kalma potansiyeli, otuz yedi yaştan itibaren ciddi şekilde azalarak, kırklı yaşlarda daha da azalarak premenopoz dönemine kadar gider. Kırk yaş üzerinde tüp bebek tedavisinde başarı şansı yüzde sekiz ile on arası olmaktadır. Daha genç yaşlarda şans daha yüksektir, overrezerve azalmış bile olsa kadının yaşının genç olduğu olgularda ileri yaşa göre şans daha fazladır. Erkeklerde de en önemli özellik sayıdan ziyade hareketlilik azlığıdır.  Motilite dediğimiz hareketliliğin düşük olduğu erkeklerde dölleme ihtimali veya bebek götürebilirlik oranı nispeten daha düşük olabilmektedir. Bunun yanında rahimin içerisinde bebeğin implantasyonunu engelleyecek bir takım yapışıklıkların olması, rahim anomelileri bunlardan bazılarıdır.
 
6)Anne olma yaşı daha ileri yaşlara taşındı. Bununla birlikte yumurtalık rezervlerine bağlı olarak doğurganlık oranları da azaldı. Peki hangi aşamada tüp bebeğe karar vermeli çift? Siz ne kadar bir sürelik denemenin ardından tüp bebeği uygun görüyorsunuz? 
Öncelikle bunu yaşa göre değerlendirmek gerekir. 35 yaşın altında evlenen çiftler belki bir sene kadar bekleyebilirler ve bu süreç içerisinde isteyip de çocuk sahibi olamazlarsa bir hekime başvurmaları gerekir. Ancak 35 yaşın üzerindeki kişilerin doğurganlığı daha azalmış olma ihtimalinden dolayı, özellikle kadınların yumurtalık rezervleri daha düşmüş olabileceği için bence bir an önce hekime başvurmaları gerekir. Bu süre normalde 35 yaş altında 1 yıl iken 35 yaş üstünde 6 ay civarında olmalıdır diye düşünüyorum. 38 yaşını geçtikten sonra eğer ileriki yaşamlarında kesinlikle çocuk istiyorlarsa bence bir an önce hekime başvurup durumlarını değerlendirmelerinde fayda var.
7)Tüp bebek uygulamasındaki en önemli parametreler nelerdir?
En önemli parametre bence yaştır. Kadının yaşı çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenden dolayı bunun iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Onun dışında tüp bebek tedavisinde birçok parametre var. Hatta eskilerde şöyle bir laf vardır "Tüp bebek ilk tedavi yöntemi değildir, bekleyin en son yapın." Halbuki bu kişiye göre değişir, kişinin durumuna göre değişir. Tüp bebek spermi az bir erkek için ilk tedavi yöntemidir. Rezervi az veya kanalları kapalı, açılamayan bir kadın için tüp bebek uyglaması ilk yöntemdir. Bunun dışında yumurtlama problemi varsa o zaman biraz beklemek gerekebilir. Yani hastanın durumuna göre tüp bebek uygulaması öne alınır veya ötelenebilir. 
 
8)Tüp bebek tedavisinin başarısını artırmak için anne ve baba adaylarına düşen görevler nelerdir?
Kişinin, çiftlerin yapacağı şeyler var. Öncelikle çiftlerin kilo problemini çözmüş olmaları lazım. Bana sorarsanız fit olmaları lazım. İkincisi bir takım zararlı alışkanlıklardan uzak durmaları gerekir. Bu kötü alışkanlıklardan en önemlisi sigara. Sigara özellikle kadın açısından çok önemli çünkü kadının erken menopoza girmesine de neden olur. Erkeğin ve kadının sigaradan, alkolden uzak durması bir de spor yapması gerekiyor. 'Şunu yesin, bunu yesin' bana göre bunlar çok önemli değil. Tabii ki iyi beslensin ama kötü alışkanlıklardan uzak dursun.
 
 9)Başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra tüp bebek uygulaması tekrar ne zaman denenebilir?
Öncelikle hiç canlarını sıkmasınlar. Bunun büyük bir psikolojik yükü var ve bu psikolojik yüke bağlı olarak da kimileri daha erken, kişileri daha geç olsa bile bir umutsuzluğa düşebiliyor. Tabii bunun en kötüsü erken umutsuzluğa düşmek... Ben onları anlıyorum kaygıları, kuşkuları, korkuları, çevre baskısı var ama buna bir de fizyolojik açıdan bakmak gerekir. Yani bir çift normal ilişkiler olsa da her şey çok yolunda da olsa çocuk sahibi olmak isterse her ay çocuk sahibi olamaz. Bir kadın yıl içinde bir veya iki kere hamile kalabilir. Şimdi bu fizyolojik olarak böyleyken tüp bebekte bunun dışında bir şey düşünmek biraz zor. Bu nedenden dolayı tüp bebekte bir takım başarısızlıkları doğal görmek gerekiyor. Hemen heyecanlanıp en zor yöntemlere geçmemek gerekir. Hastanın yaşına, yumurta rezervlerine, embriyosunun kalitesine göre bunu hastaya iyi anlatmak ve adım adım gitmek gerekir. 
 
10)Hastalarınız arasında tüp bebek yöntemi ile hamile kalan anne adaylarının en büyüğü kaç yaşındaydı? 
Benim hatırladığım 49 yaşında. Ancak bu '49 yaşındakiler kolaylıkla gebe kalabilir' anlamına gelmiyor. Bunlar çok nadir görülen durumlar. Genellikle 45 yaş üstü kişiyi programa almak istemeyiz. Bu da doğrudur çünkü kişinin hem emeğini hem zamanını hem de parasını boşu boşuna harcamasını istemeyiz. Burda 45 ile 49 yaş arasında ise kişi çok iyi yumurtalık rezervinin olması gerekir ki programa alalım. Bu da çok nadir görülür, doğrusu 45 yaş altı kişi ile denemek daha doğru olur diye düşünüyorum. Dünyada da ortalama 45 yaşın üstündeki kişi programa almak istemezler. 43-44 yaşlar dahi risklidir. Bunlarda bile durumu kişiye iyi anlatmak, gebelik şansının azaldığını söylemek, fazla umut vererek programa almamak gerekir. Sonuçta çocuk sahibi olmak bizim toplumumuz için de dünyada da önemli bir olay. İnsanlar çok emek, zaman ve para harcıyorlar. Ne harcadıklarını ve karşılığında ne alacağını kişilere iyi anlatmak gerekiyor.